Gezgin Yoldaş!

Gezi yazılarımda ne gördüm, ne yaptım, ne yedim, ne sıçtım gibi bilgiler yazmaz. O bilgilere Google’dan, binlerce site vasıtasıyla ulaşabilirsiniz. Ben, gideceğim yerler ile ilgili internette detaylı bilgi bulamadığım konular hakkında yazmaktayım. Kendime not tutmak için para birimi nedir, ne yenir, nerden ne alınır, nereye nasıl gidilir, insanları nasıl gibi bilgiler yer almaktadır.

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Dalyan


Fotoğraf Albümü (Kaunos Antik Kenti ve Kral Mezarları)

Fotoğraf Albümü (Göcek ve 12 Adalar)


2 sene boyunca yılda 15 gün kaldığım Dalyan'a bu kez Turtle Beach Hotel'in daveti ve Gezginin Ayak İzleri önderliğinde gittim. 3 günlük mükemmel bir tatilin detayı :
 
Süre : 09/07/2015 akşamı gidiş, /10/2014 akşamı geliş. Toplam 3 gün.
 
Ulaşım : 11 saat Muğla (95 TL), 1.5 saat Ortaca dolmuş (12 TL), 10 dk Dalyan dolmuş (3 TL).
Toplam harcama : Yapacağınız aktivitelere göre değişir. Kesinlikle yapılması gerekenleri aşağıda yazdım.
 
Kaunos Antik Kenti

Giriş ücreti 10 TL fakat Müze Kart geçiyor. Geçmişinin milattan önce 10. yüzyıla kadar dayandığı sanılan Kaunos Antik Kenti, bir efsaneye göre, Miletos’un ikiz çocuklarından Kaunos tarafından Karya-Likya sınırında kuruldu. Antik çağda liman kenti olan Kaunos, günümüzde kıyıdan hayli içeride bulunuyor. Arkaik, klasik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde yerleşim bulunan kent, daha sonra terk edilmiş. Açıkhava Arkeoloji Müzesi literatüründe bulunan Kaunos'a 3 şekilde ulaşabilirsiniz. Kolay olanı, kral mezarlarının hizasından karşı kıyıya sandalla geçmek. Burada yerli hanımların sahibi olduğu sandallar bekliyor ve Dalyan Kanalı'nda karşıdan karşıya yolcu taşıyorlar (2 TL) Bu yolu seçerseniz, karşıya geçtiğiniz yerde kral mezarlarını yakından görebilirsiniz. Hatta kapı açıksa soldaki gruba tırmanabilirsiniz. Kaya mezarlarından 10 dakikalık bir yürüyüş sizi Kaunos'un üst girişine götürür.
İkinci yol ise tekne ile arkeologlar evinin yanına gitmek. Buradan 5 dakikalık yürüyüşle yine üst girişe ulaşılır.
Ücüncü yol ise tekne ile Dalyan Su Ürünleri Kooperatifi'nin büyük dalyanının yanındaki Kaunos'un alt giriş iskelesine gitmektir. Kaunos'ta gezebilecek yerleri gösteren panolar, ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz büfe, WC ve kafeterya bulunmaktadır. Akrapolde çıkarak mükemmel bir panaromik Dalyan manzarası seyredebilirsiniz.
 
 
 
Kaunos Kral Mezarları

Giriş ücreti yok. Hiçbiri MS. 4. yüzyılın 2. çeyreğinden önceye tarihlendirilemeyen kaya mezarları içinde en önemli grup, tapınak cepheli olanlardır. Yan duvarların arasındaki sütunların taşıdığı üçgen alınlıktı cephenin gerisinde, basamaklarla çıkılan bir ön oda ve bir kapıyla açılan mezar odası bulunur. Kareye yakın mezar odalarının arka ve yan duvarları önünde ölü yatakları yapılmıştır; bazılarında sunu sekileri de oluşturulmuştur. Yakılan ölüden geriye kalanların içine konulduğu kapların dik yerleştirildiği küçük nişler de, tapınak cephesi biçiminde şekillendirilen birer plakayla kapatılmıştır. Yan yana açılan sandık mezarların uzun yan kenarları, genelde yükseklikleri birbirlerine eşit plaka blokların dik konulmasıyla elde edilmiştir; biri ana kayaya cepheli dar yüzleri ise çoğunlukla tek bir blok oluşturmuştur ve üzerleri büyük Sal taşlarıyla kapatılmıştır. Sal taşları önce toprak bir tabakayla örtülmüş ve bunun da üzeri irili-ufaklı çakıl taşıyla karıştırılmış kalın bir harçla kaplanmıştır. Bu tür mezarlar daha çok MÖ ve MS. 2. yüzyıllar arasına tarihlendirilmektedirler.
 
 
 
İztuzu Plajı

4,5 km uzunluğa sahip bir Akdeniz plajıdır. Plaj, deniz suyu ile tatlı su arasında bulunan ender plajlardan biridir. Plaja, Caretta'ların yumurtalarını bırakmasından dolayı "Kaplumbağa Plajı (Turtle Beach)" da denilmektedir. Plajda denize girenlerin yumurtalara zarar verememesi için yumurtaların olduğu bölgeler düzenli olarak işaretlenmektedir. 1988 yılında alınan karara göre plaj, kaplumbağaların rahatsız olmaması için saat 20:00-08:00 arası kapalıdır ve çevresinde gürültü çıkarmak veya ışık yakmak yasaktır. Fethiye çevresinde girilebilecek en mükemmel plajlardan biridir. Plaja 2 şekilde ulaşabilirsiniz. Dalyan meydanından İztuzu Plajı dolmuşlarına binerseniz plajın sol tarafına gitmiş olursunuz. Dolmuşun size verdiği kartı kaybetmeyin, dönüşte sizden geri toplanacak ve 5 TL istenecek. Dolmuş yolunda Dalyan çam ormanlarının içinden geçiyorsunuz.
2. yol ise, Dalyan sahilinden kalkan tekneler su tüneli boyunca ilerleyerek plajın sağ tarafına varıyor. Yol boyunca Dalyan deltasının güzelliğini izliyor ve Kaunos Kral Mezarları yukarıdaki fotoğraf gibi tam karşıdan görüyorsunuz. Her 2 yoldan da gitmenizi tavsiye ederim.
 
 

Caretta Rehabilitasyon Merkezi

İztuzu Kumsalı'nın karayolu ile gidilen tarafındaki İztuzu Plajı'ndaki Türkiye'nin ilk ve tek Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma, Tedavi, Rehabilitasyon Merkezi, 2009 yılında Dalyan Belediyesi'nin katkılarıyla modern bir araştırma merkezi haline geldi. İztuzu Plajı büfe ve soyunma kabinlerinin arkasında kurulan çadırda ise Dalyan'ın yerli ve yabancı tüm konuklarına deniz kaplumbağalarıyla ilgili bilgi veriliyor, film gösterileri yapılıyor. Burada bilgi alan konuklar, isterlerse 50 metre ilerideki havuzlara giderek tedavi gören veya rehabilitasyonda olan Caretta Caretta türü deniz kaplumbağalarını ücretsiz olarak yakından izleyebiliyorlar. Merkezde Pamukkale Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencileri, gönüllü olarak görev yapıyorlar. Öğrenciler tüm konukları içtenlikle karşılayıp, her konuda bilgi veriyorlar. Kaplumbağa tanıtım çadırı ve tedavi merkezi, İztuzu Plajı'na gelen herkes tarafından en az bir kez ziyaret ediliyor ve Caretta Carettalar yakından izleniyor.

 

Sultaniye Kaplıcaları

Köyceğiz gölünün güney batısında, Ölemez dağının eteklerinde yer alan Sultaniye Kaplıcası Dalyan'a 4 kilometre uzaklıktadır ve Dalyan'dan tekneyle gidilmektedir. Karayolu ile Özel Çevre Koruma kurulunun onay vermediği Dalyan kanalının iki yakasını birleştirecek olan köprü yıllardır yapılamadığı için ancak Köyceğiz Gölü'nün etrafına dolaşmak gerekmektedir.
Sultaniye Kaplıcası Türkiye’nin en yüksek radyoaktivitesi olan kaplıcasıdır. 39 derece sıcaklıktaki su kalsiyum klorür, kalsiyum sülfat, kalsiyum sülfür ve radon içermektedir. Romatizma, siyatik yanında cilt ve kadın hastalıklarına da iyi gelmektedir. Ama asıl önemlisi radyoaktivite yüksekliği yoluyla rehabilite edici özelliğinin varlığıdır.
Kaplıcanın Kaunoslular tarafından bundan 2000 yıl önce açıldığı belirlenmektedir. Çevredeki hastane kalıntıları da bunu doğruluyor. Ancak bu kalıntılardan çok azı günümüzde görülebilmektedir. Burada Roma ve Bizans dönemlerinde ünlü bir hastane bulunduğunu ve kapısında "Buraya ölüm giremez" diye levha asıldığını biliyoruz. Tarihi kaynaklar, eteğinden kaplıca suları fışkıran Ölemez Dağı'nın adının da bu hastane levhasından kaynaklandığını yazmaktadır. Ancak, bu hastanenin kalıntıları yavaş yavaş yok olmaktadır. Bir bölümü ise şimdiki kaplıcanın hemen önünde, Köyceğiz Gölü'nün sularının altındadır.
2000 yılından sonra buraya turistleri çekmek için tarihi kalıntıların ortasına açık bir havuz yapıldı ve taşıma toprakla çamur banyosu kuruldu. Göldeki kalıntılar eskiden görülebiliyordu. Bu topraklar duş suyuyla göle akıyor ve su bulandığı için kalıntılar artık görülemiyor. Özel Çevre Koruma Kurumu'nun tarihi eserleri korumak için kaplıca suyunun borularla yakındaki düz bir alana götürülmesi ve kaplıcadan yararlanma tesislerinin burada kurulması projesi vardı. Ancak henüz gerçekleşmedi. 10 TL karşılığında bu kaplıcaların keyfini çıkarabiliyorsunuz. Çamur sonrası gölde yüzmeyi ihmal etmeyin.




Doğal Çamur Banyosu

Dalyan'a çok yakın konumda bulunan bu çamur banyosunda tesis bulunmamaktadır. Tamamen doğal şekilde dağlardan gelen kükürtlü suyun oluşturmuş olduğu çamurlar, Sultaniye Kaplıcaları'na nazaran daha yumuşak ve krem gibidir. Dalyan sahilinde yüzünüzü göle dönüp sağa doğru yürüdüğünüzde 100 metre ilerde deniz bisikleti kiralayan bir büfe göreceksiniz. 5 TL karşılığında karşıya geçebilir, bisikleti oraya bağlayabilir ve çamur banyosuna yürüyebilirsiniz. Çamuru sürdükten sonra göle yatıp kendinizi balıklara yedirmeyi unutmayın.


Ay Işığı tekne Turu

Akşamüstü saatlerinde sizi alan tekne, Dalyan kanalı boyunca gezerek sizi Sultaniye Kaplıcaları'na götürüyor. Arzu ederseniz Doğal Çamur Banyosu'na da götürerek bir taraftan balık ve köfteleri mangala koymaya başlıyor :) Gölde yüzdükten sonra, tam acıktığınız zamanda imdadınıza balık, köfteler, salatalar ve mezeler yetişiyor. Yanında tabii ki Dalyan'ın içkisi nar suyu. 2 sene Dalyan'da kaldığım süre boyunca bu kadar güzel yemek veren ve ev yapımı mezeler getiren tekne ile karşılaşmamıştım. Tekne sahibi Hakan Karabeşler. Kontak bilgilerini
Turtle Beach Hotel'den alabilirsiniz. Fiyat 35 TL.




Dalyan Tekne Turu

Dalyan'ı genel hatlarıyla tanımanızı sağlayan bu turda, Kaya Mezarları'nı görüyor, mavi yengeç avlanmasını izleyip isterseniz hemen pişirilip yiyebiliyorsunuz. İztuzu Plajı'nda yüzme molası verildikten sonra, açık büfe öğlen yemeği yeniyor. Ardından Kaunos Antik Kenti'ne ziyaret ve Doğal Çamur Banyosu'ndan sonra gölde yüzülüyor ve tekne sizi Dalyan sahiline bırakıyor. Fiyat 35 TL.

 

 
12 Adalar Turu
 
En sevdiğim turlardan biri olan 12 Adalar Turu için mutlaka Turtle Beach Hotel ile kontağa geçin, çünkü 3 katlı ve su kaydıraklı tekneyi şiddetle tavsiye ederim :) Minibüs ile sizi otelinizden alınıp Göcek Marina'ya gidiyorsunuz. Buradan kalkan tekne Göcek Koyu'nda bulunan belli adaların koylarında 45'er dakikalık yüzme molaları veriyor. İlk koyun suyu diğerleri kadar güzel değil, ilk koyda kendinizi çok yormayın, diğer koylara saklayın enerjinizi. Eğer yüzmeyi ve tekneden atlamayı seviyorsanız en keyif alacağınız turlardan biri olacağına emin olabilirsiniz. Fiyat tur şirketine ve verilen yemeğe göre 60-70 TL arası değişiyor.
 
 
 
Dalyan'a sonbaharda tekrar gideceğim. 2 sene boyunca hiç sonbaharda gitmediğimden dolayı bu cennet kıyısını, yaprakları sararmaya yüz tutmuşken görmek için sabırsızlanıyorum.
 
 
* Desteklerinden, tavsiyelerinden, güleryüz ve hoş sohbetinden dolayı Dalyan Turtle Beach Hotel sahibi Müjde Hanım'a çok teşekkür ederim.



 
 
 

11 Aralık 2014 Perşembe

Varna


Geçen yine Gökhan ile Varna’dayız…
 

Süre : 27/10/2013 akşamı gidiş, 30/10/2014 akşamı geliş. Toplam 3 gün.
Vize : Git Yunan’dan, İspanya’dan, İtalya’dan filan Schengen al. Boşuna Bulgar vizesi alma. Bulgar vizesi sadece Bulgar’da geçerli (adamlar Avrupa Birliği’ne girdi ama ne paraları Euro, ne vizeleri Schengen). Schengen aldığın ülkeye giriş yapmak zorunda değilsin, git gir Bulgar’a.
Zorunlu Seyahat-Sağlık Sigortası : Yok.
Yurtdışı çıkış harcı : Herhangi bir bankaya yatırabilir. Havaalanında uğraşmamak için bankaya git, az sıra bekle. 15 TL.
Otobüs : Metro Turizm’e bin Bayrampaşa Otogar’dan. 150 TL. 11 saat sürüyor.
Saat : Hemen tepemiz, fark yok.
Telefon : Turkcell ile her yeri ara, internete gir, ne halin varsa gör.
İklim : Bizim iklimden.
Para : 1 Leva = 0.5 Euro = 1,4 TL. Exchange için euro götür. Paraları bizden değerli olmasına rağmen çok ucuz bir ülke. Emekli maaşı 500 TL civarı.
Dil : Bulgarca. Az buçuk İngilizce de biliyorlar.
Yeme-içme : Bizde neyse o. Herşeyi ye. Otur istediğin mekana, ‘hesap girer mi ki lan?’ deme, giremez. Anlatacağım.
Güvenlik : Tüm Avrupa’da olduğu gibi Sırplardan uzak dur. Geceleri köşe başlarında demleniyorlar, kaldırım değiştir.
Toplam harcama : Evden çıkarken yanıma 150 euro aldım. Eve geldiğimde 60 euro çıktı. Varna’da kişisel harcamalar, yeme-içme, konaklama dahil (karı-kız için ortam olmadı) 90 euro yemişim. Yani toplam  150 TL (otobüs) + 90 euro (varna) = 400 TL.

Türkiye sınırında otobüsten inip gümrük binasına giriyorsun, çıkış damgası vuruyorlar. Bulgar sınırında da iri bir Bulgar dayı otobüse biniyor, pasaportları topluyor. Efendi dur, sokar lafı. Orada yarım saat filan takılıyorsun, sonra geri gelip dağıtıyor pasaportları. Valiz arama filan yok. Silah veya uyuşturucu kaçakçılığı yapabilirsin.
Sabahın köründe otobüsten Varna meydanda inince in cin top. Slivnitza caddesinin üzerindeki bankamatikten az para çek, aynı caddenin sonunda sağda kalan Cherno More Casino Otel’in en üst katında açık büfe kahvaltı yap. Sonra da ne yaparsan yap (Hostel’e mi gidersin, sahile iner milleti mi kesersin, sağı solu gezmeye mi başlarsın bilemem). Mümkünse otelde kal. Geceliği 40-50 TL. Otel iyidir, dinle sen abini ;)

 
Tren istasyonuna giderken solda ‘Tourist Information’ var, harita al, beleş. Haritadan da göreceğin gibi görülecek yerler Slivnitza, Primorski, Preslav, Maria-Luiza, Knyaz Boris, Hristo Botev etrafında. İlk gün full gez, bitir bitirebildiğini. Yemekleri istediğin yerde ye. Mesela öküz boy pizza (8 kişilik) + kola 12 TL. Akşama sahile koş, Lazur, Mania, Caspik güzel mekanlar. Kızlı erkekli hep. ‘Ben zaten gündüzden kızı buldum’ dersen, al bakkaldan damanaca biranı (evet, damanaca. 5 lt bira yaklaşık 3-4 TL. Tadı da güzel), otur sahilde.
 
 
İkinci gün Golden Sands’e git. Pis, fakir hayatın boyunca cebindeki üç kuruş paranla hiçbir zaman mekanın kralı gibi yaşayamayacaksın, keyfini çıkar. Önünde Ferrari, Porsche olan bir mekana gir, ‘Donatın lan masayı’ de, 50 TL’den fazla hesap gelsin, yaz alta yoruma, üstünü vermezsem adam değilim! Garsonlara 1-2 TL bahşiş bırak, seviniyor garipler. Golden Sands’te denize filan gir, zaten bünyen ‘Denize girrr’ diye bağıracak ortamı görünce. Dönüşte de otogarın yanındaki Grand Mall alışveriş merkezinde takıl, biraz da oranın zengini ol.

 
Yettiyse dön artık, Varna bu kadar, otogardan bileti al. ‘Zenginlik iyiymiş yaa, az daha kalam’ dersen kal tabii, ben öyle yaptım J Bulgar sınırında iri Bulgar dayılar otobüsü it gibi arıyor, içkiyi ucuz bulup abandıysan (ki çok çok ucuz!) 3-5 bir şey at dayılara, geç. Türkiye sınırında tüm otobüsü boşaltıp valizleri arıyorlar. Ot filan sokmaya çalışma, yemez.

NOTLAR :


Ekonomisi kötü. Bu yüzden bize göre herşey çok ucuz. 300 TL’yi zor yedim.
Sıprlara dikkat et. Sağa sola sataşıp laf atıyorlarmış, bulaşma. Git yoluna.
Yaşlı teyze veya amcalar bazen durdurup Türk ayağına yatıp ilaç parası istiyorlar. Dikkat et.
Kızlar çok güzel. Yanına kız arkadaşını alıp gitmek gibi bir salaklık yapma.
Bak yine konusu açıldı… Saati 120-150 TL. Türkiye ile aynı. Zaten müşteriler genelde Türk olduğu için fiyatı standart yapmışlar. Katedralden otogara giden cadde üzerinde saat 23:00’dan sonra zibil gibiler. Ama gerek yok, git sahildeki mekanlardan bul.
Binalar çok eski, yıkılacak gibi. Eski Sovyet blok binaları. İnsanları filan kurallara uyuyor ama, altyapı var. Avrupa Birliği’ne uymuşlar yani.
Sahil kısmında henüz yapılaşma başlamamış. Yeşillik ve kumsal. Ama merkezdeki sahilde otel yapılacak söylentisi vardı. Gezi parkına döner olay.
Schengen varsa git kesin, düşünme. Yazın git ama, kışın donup ölme…

10 Aralık 2014 Çarşamba

Güney Kore


 
Süre : 12/10/2013 akşamı gidiş, 20/10/2013 akşamı geliş. Toplam 8 gün.
Vize : Yok. Uçakta İngilizce form dağıtıyorlar. Pasaport bilgileri, kalacağın yerin adresi ve telefonu isteniyor. Uçaktan inince pasaport kontrolünde o formu ve pasaportu ver. Nerede kalacağın formda yazdığı halde tekrar soruyorlar.
Zorunlu Seyahat-Sağlık Sigortası : Yok.
Yurtdışı çıkış harcı : Herhangi bir bankaya yatırabilir. Havaalanında uğraşmamak için bankaya git, az sıra bekle. 15 TL.
Uçak : Asiana Airlines (Star Alliance üyesi, şarampol turizm değil) ile direk uçuş 550 Euro. Gidiş 10, dönüş 12 saat.
Saat : İstanbul ile Seoul arasında 6 saat fark var.
Telefon : Turkcell ile her yeri ara, internete gir, ne halin varsa gör. Samsung ve LG telefonlar havaalanına iner inmez otomatik güncelleme alıyor ve Kore’nin Wi-Fi ağına bağlanıyor. Apple maalesef çalışmıyor. En azından benim gördüğüm 3 arkadaşınki çalışmadı. Ne 2G ne SMS, telefonlar kendini uçak moduna aldı. Apple olan yanına Nokia 3310 alsın, biz öyle çözdük.
İklim : Ilıman. Akşamları serin olabiliyor, eşofman almakta yarar var.
Para : 1000 WON = 0.9 $ = 2 TL. Exchange için dolar götür, elinde won kalırsa dönüşte havaalanında Euro yaptır. Türkiye’den giden inşaat işçileri 1500 $ maaş alıyor. Çok pahalı bir ülke.

Dil : Korece. İngilizce yok denecek kadar az. Tarzanca ile anlaşıyorsun.
Yeme-içme : Aç kalacaksın. Yemekleri soya yağından yapıyorlar, yanına bile yaklaşamıyorsun. Pizzacı, hamburgerci, kedici, ne varsa saldır. Yerel yemeklerden bir tek ‘Kimchi’ denen pilavlı turşulu bir yemek yiyebildim.
Güvenlik : Çok güvenli bir ülke. Aşırı derece saygılılar.
Toplam harcama : Evden çıkarken yanıma 750 euro aldım. Eve geldiğimde 150 euro çıktı. Kore’de kişisel harcamalar, karı-kız, yeme-içme, konaklama dahil 600 euro yemişim. Yani toplam 550 euro (uçak) + 600 euro (kore) = 1150 euro.

Seoul :

Havaalanı servisleri var. Şehir merkezine 20 TL (Bol sıfırlı won yazdırma bana, yukarı yazdık oranı, çevir bi zahmet). 2 kişi geceliği 100 TL olan bir hostelde kaldık (Çift katlı ranza). Yani kişi başı 50 TL, kahvaltı dahil. Kahvaltıyı kesinlikle hostelde yap, çünkü tüm gün fastfood haricinde aç kalacaksın. Hongkik Üniversitesi civarında hostel bul.
Merkezde güzel pizzacı ve burger mekanları var. Et çok pahalı. Ülkede sadece 4 tane et çiftliği var, hepsi de kuzeyde. Ülke tamamen deniz ürünü ve tavuk yiyor. Fakat tavuğu yağından dolayı yiyemedim. Kızartılmış deniz ürünleri de yenebilir. Soju’yu gazoz sanıp da kafaya dikme, bildiğin votka. Meyve suyuna karıştır.
 

Bir de ‘Paris Baguette’ diye fırın zinciri var. Kurabiyeleri filan güzel. Yol üstünde bulursan doldur çantayı. Tek sorun ekmek. Memlekette ekmek yok! Marketten ekmek istiyorsun, adam ekmek veriyor, eyvallah, ama şekerli! Şekeri çok seviyorlar. Tavukları tatlı, ekmekleri tatlı, fırınları sırf tatlı. Tuzlu damağımıza hiç uymuyor, bir süre sonra bayıyor tabii.
Birçok yerde ‘tourist information’ var. Harita beleş. Git al, bul gezeceğin yerleri.
Yerin altı komple metro, her yere metro var. Havaalanından da metro var da ‘Havaş’ kolayıma geldi, ona biniverdim. Metro ucuzdu gerçi, unuttum kaç won olduğunu. Havaalanından merkez 8 TL idi. Metro haritası da al tourist information’dan.
 
 
Gece merkezde, çarşının bitiminde mükemmel bir karaoke bar var. Tüm Seoul’u yukarıdan gören ve camdan oluşan odalarda 4 kişi rahatlıkla şarkı söyleyebilir. Çarşıdan geçenler aşağıdan seni izliyorlar. Benim gibi karaoke hastası biri için bulunmaz nimet.
 
 
Parayı bankalarda bozduruyoruz, exchange ofisleri yok. Bankalar saat 09:00’da açılıyor. Otellerin lobileri de bozuyor ama komisyon alıyorlar tabii.
Unutmadan, mutlaka Seoul Lunapark’ına git. Şehir dışında, itin öldüğü yerde. Belli otellerin önünden servis kalkıyor, 10 TL. Lobiye sorup bilgi alabilirsin. Giriş 100 TL. Tüm gün binebilirsin, bizim Vialand gibi. Roller Coaster, dünyadaki en hızlı 4. İndiğimde elim ayağım titriyordu.
 
 

Gyeongju :

Seoul KTX (hızlı tren) istasyonuna git. Adamlar dünyada 3. Saatte 472 km/h’I gördüm. Dağlar otoyol levhası gibi geçiyordu. Orda bizim akbil makinaları gibi makinalar var. Ordan bilet al, 80 TL. 2 saatte Gyeongju’dasın. ‘Ne biçim memleket lan bura!?’ deme. Ölü bir şehir. Güney Kore’nin Kore Savaşı’ndan önceki başkenti. Tapınaklar ve saraylar şehri. 2 gün yeter. Merkezde hiçbir şey yok. Akşam 8’de dükkanlar kapanıyor, çarşı gece ölü. Emekli şehri. Mümkünse 50 TL civarı turistik yerlere yakın hostelde kal. 1 gündüz Bulguksa Sarayı tarafını gez, 1 gündüz de tapınaklar tarafını gez, bitti. Dolanma boşuna. Atla yine KTX’e, Busan’a git.

Not : Tourist information yok, alacaktın haritayı Seoul’de, geçti. Aç telefondan City Maps 2Go uygulamasını, oradan bak.
 
 

Busan :

Candır! Bizim Antalya’nın upgrade edilmiş versiyonunu düşün. Kore’de en sevdiğim şehir. Sahile yakın yerde hostel bul. LG, Samsung, Kia filan hep bu şehirde. Akvaryum’u gör, çok büyük. Çok büyük balık pazarı filan var, gez oraları hep. Akşamları sahildeki çarşıda takıl. Hem karnın doyar, hem de ordan hemen bar, diskolara akarsın. Underground diskoları meşhur. Sahilde de takılabilirsin. Gençler elde bira kumsala oturup şarkı filan söylüyorlar. Ayağın okyanus suyuna değsin az.





NOTLAR :


Aç kalacaksın, hazır ol. Miden Ümraniye çöplüğü gibiyse ne olsa yersin zaten.
Köpek eti bulabilmen için bayaa uğraşman gerekiyor. Ama azmet, bulursun. Öyykk deme, tadı güzel, yenebilir, dene. El kadar etin 100 TL olduğunu görünce kedi-köpek demiyorsun zaten.
İnsanları çok kibar ve saygılı. Kızlar sürekli fotoğraf çektirmek isteyecek.
Ülkede baz istasyonu görmedim. Komple fiber olması lazım. Telefon canavar gibi çekiyor zaten.
Erkekleri tüysüz. Hamam oğlanı gibi. Kızları söylemiyorum zaten, Asyalı.
Kız demişken… Erkeklerin merakı için, Busan’da saati 120 TL. Pahalı. 1.75-1.80 civarı boyları var genelde o işi yapanların. Ladyboy değil, korkma J
Mümkün oldukça yürü veya metro kullan. Gezilecek yerler birbirine yakın zaten. Taksi fazla kullanma, pahalı.
‘Burası elektroniğin merkezi, elektronik eşya alalım!’ gibi ütopik bir düşünceye girme. Asya’nın en pahalı 2. Ülkesi (1. Japonya). Fiyatlar uçuk. 2013 yılında ben Samsung S3’ümü 1250’ye almıştım, orda 1800 TL idi. Apple satmıyorlar, bulursan da Samsung’tan daha ucuz (evet, çok garip). Ne varsa yine Sirkeci’de var.
Pahalı bir ülke. En basitinden Sirkeci-Doğubank’tan bir telefon kılıfını kaça alırsın? 10-15 di mi? Hazır ol, aynı kılıf Güney Kore’de 120 TL! Adama ‘Do you know Doğubank?’ dedim çıktım. O yüzden hiç hediyelik eşya olayına girme. Karnını doyur yeter.
Seoul genel olarak Japonya’nın aynısıymış. Daha önce Japonya’ya giden arkadaşlar dedi. Newyork gibi diyenler de oldu. Uzun uzun binalar, her yer anime, alışveriş merkezi filan. Kalabalık bir şehir.
Gyeongju zaten kör itin öldüğü yer. İn cin top. Tapınakları gör, kaç.
Busan iyidir Busan. Mis mis…
 

 

 

9 Aralık 2014 Salı

Küba

Fotoğraf Albümü
Süre : 08/11/2014 akşamı gidiş, 24/11/2014 akşamı geliş. Toplam 16 gün.
Vize : Taksim’de, Guantanamera Tur’dan sadece pasaport ile alınabilir. 5 dk.’da kuru temizleme fişi gibi veriyor. Peşin 30 Euro.
Zorunlu Seyahat-Sağlık Sigortası : Herhangi bir sigorta acentasından yaptırılabilir. Ben 15 günlüğü 35 TL’ye yaptırdım.
Yurtdışı çıkış harcı : Herhangi bir bankaya yatırabilir. Havaalanında uğraşmamak için bankaya git, az sıra bekle. 15 TL.
Uçak : Aeroflot ile İstanbul-Moskova, Moskova-Havana aktarmalı gidiş-dönüş 750 Euro. Beklemeler hariç gidiş 12,5, dönüş 14 saat.
Saat : İstanbul ile Moskova arasında 2 saat fark var. İstanbul ile Havana arasında 7 saat fark var.
İklim : Tropikal. Sıcaklık Kasım-Aralık ayında (kuru sezon) güneyde 35-38, kuzeyde 30-35 derece. Birkaç saatlik ılık muson yağmuru yağabilir. Yanına yağmurluk al.
Para : 1 CUC = 1 $ = 24 peso. 1 doktorun maaşı = 15-20 cuc. Pazarlığını ona göre yap.

Dil : Çatır çatır İspanyolca. İngilizce bilen bulursan öp başına koy. Tarzanca ile anlaşıyorsun.
Yeme-içme : Sağ sol restaurant dolu. Et bol. Elim kadar et yesen 6 cuc verirsin. En kral yerde Mojito 2,5 cuc. Aç kalmazsın.
Güvenlik : Bırakın kavga etmeyi, yüksek sesle konuşan bile görmedim. Kızlar zaten giyinmeyi unuttukları için erkekler aç gibi de bakmıyorlar. Bir şey olmaz, güvenli bir ülke. Gece geç saatlere kadar gezebilirsin.
Toplam harcama : Evden çıkarken yanıma 1000 euro aldım. Eve geldiğimde 250 euro çıktı. Küba’da kişisel harcamalar, karı-kız, yeme-içme dahil 750 euro yemişim. Yani toplam 750 euro (uçak) + 750 euro (küba) = 1500 euro.
 

Havana :

Jose Martin La Habana Havaalanında inince mecburen merkeze gitmek için taksiye 20-25 cuc bayılacaksın (dönüşte 15 cuc’tan fazla verme, merkezde çok taksici olduğu için pazarlık şansın yüksek). Havaalanının çıkışında solda döviz bürosu var (Cadeca), oradan az bir Euro bozdur (sakın dolar götürme!). 1 euro = 1.17 cuc. Havana’da kalacağın casayı mutlaka gitmeden önce rezervasyon yaptır, oralarda casa aramak ile uğraşma. Unesco bölgesinde oda başına geceliği 25-30 cuc bulabilirsin. Gördüğüm odalar en fazla 3 kişilik. Odalarda genellikle 1 adet çift kişilik yatak, banyo ve buzdolabı var. Sabah kahvaltısı 4-5 cuc. Sabah kahvaltısını casada yap, erken saatte dışarda bir şey bulamazsın. Genelde 07:00-08:00 arası yap, gün sana kalsın. Kahvaltıda mango, ananas, greyfurt ve portakal olacakmış da son anda caymış bir meyve, tavada yumurta, çay, kahve, tereyağ, peynir, bal ve süt veriyorlar. Ben doyuyorum (benim doymam demek, dünyanın sonu demek J)
 
Merkezde Cadeca’ya git, bayaa Euro bozdur. 1 euro = 1.2 cuc. Unesco bölgesini komple gez, sokakları arşınla. Plaza de Vieja ve Plaza de Catedral bölgesinde takıl, aksiyonu bol oluyor. Plaza de Vieja’dan Plaza de Catedral’e giden yolda hemen solda güzel bir pizzacı var, ben hep orda yedim. Hamburger ve pizzaları güzel. Öküz boy pizza ve kola = 75 peso. Kola, Coca-Cola değil, TuCola (Cuban Cola). Tadı birebir aynı, adamlar yapmış, haberleri yok J
 
 
Hemingway’in mekanı var, La Bodeguita del Medio Bar, akşam oraya mutlaka git. Plaza de Catedral’in aralarda gezerken göreceksin. Obispo sokağında akşamları müzik yapan mekanlar var ama yaramaz. Havana’da maalesef adam gibi müzik yapan yer yok. Casa del Musica’da da doğru dürüst programlar yoktu. Ara öğünleri muz ve fıstık ile geçiştir. 1 muz = 1 peso, 1 külah fıstık = 1 peso.

Vinales :

Tabii ki gideceksin J Central Park’ın önündeki arabalar seni 60 cuc’a götürür, orda 5-6 saat gezdirir ve geri getirir. Tur rotası zaten belli. Ata daha önce binmediysen mutlaka bin, çok zevkli J Sakın puro alma, o iş Trinidad’da ;)
 

Santiago :

Casa oda geceliği 15 cuc. Kahvaltı 3 cuc. Parque Cespedes’in ve Plaza de Dolores’in oralara yakın kalırsan mis. Görülecek yer sayısı çok yok, turist çok az. Merkez 4-5 saatte biter, Looney Planet’teki rotayı takip et. 2. Gün El Morro kalesine gidebilirsin istersen. ‘Boşver yaa, napiim kaleyi, 1 gün yeter’ dersen, en azından mutlaka gecesini gör, öyle ayrıl. Çünkü en iyi müziği burada dinledim. Akşam mutlaka Casa del Trova’ya git, çok iyi müzik yapıyorlar. Katedralin yan sokağında, giriş 5 cuc.
 
 

Trinidad :

Turist mekanı. Çok az yerli görebildim desem yeridir. Casa oda geceliği 15 cuc, kahvaltı 3 cuc. Plaza Carillo civarında casa bul. Yanına ‘Tabacco, tabacco, cigar’ diye elemanlar yanaşacak sürekli. Puro alacaksan git onlarla. Issız, izbe evlere götürecekler, korkma J Bandrollü olmasına dikkat et. 2 kutudan fazlası gümrükten geçmez diye bir muhabbet yok, havaalanında X-Ray yok çünkü. Ben 4 kutu aldım geçti.
Trinidad’da en az 2 gün kal. İlk gün merkezi ve pazarları gez. Hediyelik eşyayı buradan al. İlk gün Cubatur’a uğrayıp ertesi güne Izgana vadisi için tren turu al, 10 cuc. 2 tane Cubatur var, biri ‘Tren yok, otobüs var’ diyor, öbürüne git. Araba ile gitme Izgana’ya, mutlaka tren ile git, zevki orda. Akşam Casa del Musica’da yemek yiyebilirsin. Ucuz ve doyurucu. Ama müzik sarmaz. Casa del Trova’daki müzik Santioga tarzı, seversin, ama mekan komple turist. Musica’dan Trova’ya giderken solda bir mekan var, ismini unuttum. Orası yerel. Ayrıca turistler için de gösteri yapıyorlar. Oraya gitmeni tavsiye ederim en azından bir gece. La Canchara bitmiş, boşuna gitme.
 

 
3. gün istersen Playa Ancon’a gidip keyif yapabilirsin. Kum beyaz ve denizi mükemmel J

Santa Clara :

Casa oda geceliği 25 cuc, kahvaltı 4 cuc. Üniversite şehri, turist yok. Bizim Eskişehir gibi, erkeklere mukayyet olun J Yarım gün yeter, konaklamaya gerek yok. Kalacaksan Parque Leoncio Vidal civarında casa bul. Meydanı gez, direk Che anıtı ve müzesine git, gez, bitti. Şehir bu kadar.
 

NOTLAR :

Orda kalma, burda kalma dememin sebebi Havana’ya fazla vakit ayır. Havana bitmez. 1 hafta da kalsan bitmez 1 ay da. Mümkün olduğunda diğer şehirlerden kısıp Havana’ya aktar. Havana’da toplam 4-5 gün kalabilirsen çok iyi.
‘O kadar yoğunlukta nasıl casa arayacağım’ demene gerek yok. Havana’daki casaya, ‘Bana bilmem nerde casa bulun, alsınlar terminalden’ de, elinde kağıda ismin yazılı kişiler bekliyor seni terminalde. Zincirleme git öyle, casa aramakla uğraşma.
3G ve WiFi yok. ETECSA’ya bağlı kablolu internet cafeler var, saati 6-8 euro. Ama internete gerek olmayacak.
Ada olmasına rağmen deniz ürünü yok denecek kadar az. Hayvancılık ve tarım çok gelişmiş. Bol bol meyve ye, cebinden muz eksik etme J
Genellikle peso harcamaya çalış. Güneyde (Santiago) 1 cuc yerine 20 peso verebilirsin ama Havana ve Trinidad’da yemiyorlar, 24 peso istiyorlar. Pesoyu Cadeca'lardan Euro bozdururken alabilirsin.
Kimseye bir şey ısmarlama! Kadınlar hesabı sana yıkıp tüyer J
Hava Havana’da 35, Santiago ve Trinidad’da 38 derece. Sandalet ve donla gez.
Tabloyu Havana veya Trinidad’dan al. Trinidad’da daha çok tablo var.
Casalardan çıkış öğlen 12’de. Ama çantanı casaya bırakıp akşam alabilirsin, sorun olmuyor. Pasaport ve parayı çantada bıraktım, bir şey olmadı.
Su musluktan çok az akıyor. Uzun saçlı kızlar için duş almak sorun olabilir.
Tuvalet kağıdı ve sabun al, casalarda olmayabiliyor.
Genellikle turistik bölgelerde taksi için rahatsız edileceksin, bir de bazen 1 cuc isteyenler çıkıyor. Onun dışında kimse seninle ilgilenmiyor, rahatsın.
Şehirlerarası otobüs olan Vizaul için 1 gün önceden rezervasyon yaptır. Viazul için bulduğumuz takma isim ‘Winter is coming’. Gocuk mu giyersin, yün kazak mı giyersin bilmem. Mont ile binen gördüm. Adamlar klimaya bayıldığı için 8 derecede, buzdolabı gibi götürüyorlar seni. Havana’dan Santiago 15 saat, Trinidad 8 saat, Santa Clara 5 saat. Valizini her durakta inip kontrol et, ne olur ne olmaz.
Erkekler kız tavlama işini dert etmesinler. Kızlar erkek turistleri yurtdışına çıkış bileti olarak gördükleri için kendileri yanaşıyor. Çok merak ediyorsan yine de söyleyeyim, Havana’da saati 20 cuc. Geceleri yeraltı diskolarında zibil gibiler.
Tourist information’dan harita bulurum deme, paralı. Telefona City Maps 2Go uygulamasını indir, offline çalışır. Tüm gezilecek yerleri çok güzel biçimde gösterir.
Cebinde CUC kalırsa ağlama, havaalanında 1,12’den Euro’ya çeviriyorlar.
Çıkışta 25 CUC çıkış harcını yatırmayı unutma, pasaport sırasından geri gönderirler, boşuna beklersin.

Unutmadan, Havana Club 1 yıllık 70'lik 4 cuc. Doldur valize doldurabildiğin kadar :)